Emekli öğretmen’den roman kitabı

Yaşamı öğretmenlik yaptığı köylerde geçen eğitimci Remzi Karanfil, kitabın önsözünde anlatılan gerçek yaşam öykülerinin kendisini derinden etkilediğini belirterek, “Yüzlerce yıl süregelen örf, adet ve ananeleri arasında yaşayan o değerli insanlardan duyduğum gerçek yaşamları kaleme aldım. Eserimi, hayal gücümü de kullanarak yazdım.” dedi.
Tarihçi yazar Mehmet Kiraz, ‘Nazlı’ romanı hakkındaki düşüncelerini şöyle açıkladı; ‘’İsmi bile konulmamış, kimine göre uzay, kimine göre bilişim, bana göre ise ayaklarımıza kurşun sıktığımız ahir zamanda yazmanın ilkel kabul görüldüğü bir dönemi yaşıyoruz.

Bu topraklarda insana ve insanlığa dair her şeyin çok öldürüldüğü ama az yaşatıldığı bir dönemde Anadolu’nun bilinmez yerlerinde inadına kalemin gücüne, ruhuna inanmış adam gibi adamlar çıkması bizleri geleceğe dair umutlandırıyor. Bizzat şahsına münhasır tanıdığım değerli eğitimci, yaşamıyla düşüncelerini bütünsel eştirmiş Remzi Karanfil hocam gönül iklimlerinin kış yaşandığı coğrafyamızda karanfiller tadında bize güzel bir eseri sundu.

Her şeyin meta olarak görüldüğü bir dünyada böyle bir eseri ne zor şartlarda çıkardığını tahmin edebiliyoruz. Bizlerde inadına bu eserleri bizlere kazandıran kalemi kılıç olan dostlara sahip çıkmalıyız.’’

                                      ÖNSÖZ;

Bu kitapta; ülkenin kaderini değiştirmede toplumdan kopuk olmayan, halkıyla bütünleşmiş arzulanan bir öğretmen modeli öne çıkar. Yokuşlarda geçen hayatın zorluklarına, 12 Eylül öncesi ve sonrası çekilen çilelere, ailenin önemine, tarih sevgisine, o dönemdeki Anadolu köylüsünün; hele aileyi mabet bilen köy kadınının çektiklerine dikkat çekilir. Teslimiyet ve sabrın öneminin insan hayatındaki yerine vurgu yapılır. Dönemin ekonomik zorluklarına, yokluklar içinde geçen köylünün ekonomik durumuna ve köylerdeki düğün, bayram adetlerine yer verilir. Anadolu köyü, acılar olduğunda birlikte ağlayan, sevinçlerde birlikte gülebilen bir bütündür. Onların içinde, kötüleri dışlayan, iyileri çoğaltan bir öz vardır. O öz, Anadolu mayasıdır. Selçuklu’dan izler taşıyan, Osmanlı’yı kuran Cumhuriyete omuz veren Anadolu Mayası. O mayanın yoğurduğu insanlar, ekmeklerini üleşir, darda kalana yardım eder. Evsiz, açıkta olana başını sokacağı bir ev imeceyle yapılır. Dayanışmada insanlar, birbiri için mal varlığını, gönlünü seferber ettiği gibi, gerektiğinde canını da esirgemez. Tabi, toplumun olduğu yerde, iyi de kötü de olacaktır. İnsan aklını çelen bir meyil, azgın kötülüğü ortaya dökebilir. Bu olağan bir durumdur. Önemli olan böylesi durumlarda, toplum çoğunluğunun ne tarafta yer aldığıdır. Yanlıştan, kötülükten yana mı, iyilikten, erdemden yana mı toplum kümeleniyor. Azgın kötülüğü destekleyen bir toplum yönelişi varsa, çoğunluk yanlış yerde duruyorsa orada tehlike, hatta sapkınlık var demektir. Anadolu köylüsü, Türkmen kitleler, batı feodalitesinin döküntüleri değillerdir. Olmaları gereken yerde yer alırlar. Bu eseri diriltmekle, içinden çıktığım toplumun bir okumuşu olarak, vatan borcunun bir kısmını ödemiş olacağımı umuyorum. Yerli okumuş, aydın tipinin zaten bu hal en doğal görevi değil midir?

Remzi Karanfil: İrtibat: Remzi Karanfil: 0 505 205 74 21