Saraya niye gittiğine değil, ne konuştuğuna bak!

Rahmi Turan’ın Cumhurbaşkanına yakın bir haber kaynağına dayanarak ortaya attığı, Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bir CHP’li ile görüşerek; ona, “CHP’nin başına sen geçmelisin, ben de sana CHP’nin başına geçmen için yardım ederim” iddiası siyasi gündemin en önemli konusu oldu. CHP genel merkezi ‘kumpas’ derken, Siyasetin güdümündeki sermaye gazeteleri derin analizler yapıyor. Peki! Görüşmenin kaynağı var mı? ? Yoksa bu kafa karışıklığı niye? Bütün kamuoyu Cumhurbaşkanı acaba hangi CHP’liyle görüştü” sorusunun yanıtı merak eder hale gelmiştir. Siyasetin geldiği veya getirildiği yere bak! Bizim Türkçemiz öyle güzel bir dil ki, bir kelimeyle birçok şey anlatabiliyoruz. Saraya; Cumhurbaşkanlığına gidilmez mi? Velakin gidildi suç mu? Hadi bir CHP milletvekili gitti diyelim. Neye gittiği değil! Ne konuştuğuna bakmak gerekmez mi? Özellikle siyasetin bu hareketli dönemlerinde karışıklık yaratmaya çalışıyorlar. Söylenenlere baktığımız zaman hepsi aynı dili konuşuyor. Peki, halk bu anlatılanların ne kadarını dinliyor? Ne kadarına inanıyor? Eğer ortada ülkeyi ilgilendiren bir sorun varsa devlet babaya gidilir! Niçin gittiğine değil neler konuşulduğuna bakılır. Her gün bu halk söylentileri dinliyor. Şimdi bunların sırası mı? Kamuoyunun gündemi değiştirilmek isteniyor! Daha basit bir şey söyleyeceğim, kaç siyasetçi tokalaşmasını biliyor?  Hemen hemen her siyasetçinin elini sıkmışımdır. Peki, siyasetçiler birbirlerinin elini sıkıyor mu? Kim bilir! Gitmek, konuşmak tokalaşma en güzel selamdır, ön izlenimdir. Maalesef bunu bile yapamıyoruz, sonra vatandaştan oy istiyoruz. Halk birbirlerinden uzak temas kurmayan, konuşmayan elini doğru düzgün sıkmayan siyasetçilere neden oy versin?  Bırakın bunları öküz altında buzağı aramayın! Milletvekilleri cumhurbaşkanına, Cumhurbaşkanı da siyasi partilere ziyaretler yapar! Burada herhangi bir şey aranmaz! Fesatlık dedikodu ayrımcılık bizim kültürümüzde yoktur. Konuşursak ortada sorun olmaz milletimiz de barışık olur. Ülkeyi zayıflatan konuşmamak ve boş dedikodulardır. Bırakın bunları. Gerçek ve öze dönün!