whatsapp

Orhan Pamuk romanı okumak neden bazı insanlara zor geliyor?

KÜLTÜR - SANAT 19.11.2018 - 21:45, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Orhan Pamuk romanı okumak neden bazı insanlara zor geliyor?

Orhan Pamuk nasıl yazıyor? Orhan Pamuk okumak neden bazılarınca zor? Bu ve daha fazlasını içeriğimizde bulabilirsiniz. post modern romanlarda yazarın asıl hedefi doğrudan doğruya okurdur. Yazar kitabını okuyucuyla beraber kaleme alır. Satır aralarında okuyucunun da olmasını ister. Bundan dolayı alay, parodi, ironi, iktibas gibi birçok tekniğe başvurur. Bunda amaç okuyucuyu kitaba dâhil etmektir. Bazen kitabın yazarı roman kahramanı ile konuşur bazen de roman kahramanı yazarla alay eder. Tüm bunların sebebi yazarın okuyucuyu önemseyip ondan entelektüel bir şeyler talep etmesidir. Tarih, edebiyat, sosyoloji, psikoloji gibi alanlarda bilgi sahibi olmanızı isterler. Aksi takdirde anlaşılmak gibi bir kaygıları olmadığı için normal okuru pek dikkate almaz. Post modern romanlarda ya da anlatılarda alelade düz bir anlatım beklenemez. Çünkü söz konusu eser zaten kendinden öncekilere bir tepki niteliğindedir. Diğer bir deyişle avangardadır. Kendi başına bağımsız olmak ister. Post modernist romancılar bilir ki kendi yazdıkları eserler geçmişle bağlantılıdır. Yani bir metinlerarasılık kavramı varlığını her metinde devam ettirir. Bunun anlamı şudur: hiçbir metin kendisinden önce yazılmış metinlerden etkilenmeden var olamaz. Dolayısıyla başka metinlere gönderme yaparken ya da kimden etkilendiklerini söylerken çekinmezler. Ama bu demek değildir ki postmodernist romancılar metin hırsızıdırlar. Kendileri sadece iktibas yaparak alaya alırlar. Orhan Pamuk oldukça başarılı postmodernist romancıdır. Yazmış olduğu kitaplarda değişik anlatım tekniklerini, muhtelif iktibasları, sağlam ironileri denemiştir. Bunda da başarı göstermiştir. Cevdet Bey ve oğulları kitabında Türkiye’nin sekülerleşme döneminde aydınların nasıl bir buhran içinde olduklarını alaylı bir dille anlatır. Romanında ölmekte olan ağabeyinin yürek burkan acısını alaya alır. Aslında yatakta, ölüm döşeğinde olan ağabeyi değil Avrupa’dan medet uman münevverlerimizdir. Sessiz ev kitabı karamaz ov kardeşler ’in Türkiye’ye uyarlanmış hali gibidir. Üç kardeşin farklı farklı siyasi görüşleri ve onların etrafında dönen konuşmalar, babaları, dedeleri, kuşak çatışmasını alaylı bir dille anlatır. dostoyevski okumadan anlaşılmayacak bir kitap değildir. Ama ilham kaynağı dev Rus romancıdır. Beyaz kale romanı da yine Dostoyevski’nin “öteki” adlı romanına göndermelidir. Doğu ve batı çatışmasını Osmanlı döneminde, gelenekle barışık bir şekilde anlatır. Burada şunu anlıyoruz ki post modern romanlar gelenekle barışıktırlar. Kahramanları çok yönlüdür. Dini itikatları ya da ananeleri kitapta olduğu gibi yer alır. Fakat okuyucu kendini gülmekten alamaz. Çünkü hepsi ciddi değil, ironidir. Genel geçer yargılar, ayrıntılar sayfalarca anlatılır. Ufak bir ayrıntıdan sayfalarca bahsedilebilir. Bunun sebebi okuyucuyu zorlamak ya da aptal yerine koymak değildir. Okuyucuyu da alaya almaktır. Kara kitap romanı ise bence kendisinin şaheseridir. Romanın ana kahramanları celal ve galip birbiriyle çağdaş olmayan ama gönül bağıyla birbirine bağlı iki dev şairdir: Mevlana Celaleddin rumi ve şeyh galip. Kuran’dan, hiç kimsenin okumadığı dini risalelerden, hadislerden, enteresan beyitlerden ve İstanbul’un o karanlık ve bunalıma sokan çehresinden o kadar çok bahseder ve alıntı yapar ki okuyucu artık ne okuduğunu anlamaktan çıkar. Burada yine amaç okuyucuyu düşündürmek ve çeşitli ipuçlarıyla o uçtan bu uca çekmektir. Herhangi bir fikir ve tez olmadığı için okuyucu ne okuduğunu da anlayamaz. Dolayısıyla belli bir romandan beklenen haz alma, süreklime ya da hayretler içerisinde bırakacak bir sonuç bu tür romanlarda yoktur. Okuyucunun beklentisini karşılamadığı için de okuması zor roman kategorisinde görülür. Benim adım kırmızı romanında tüm karakterleri konuşturup alaylı bir olayı aydınlatmaya çalışır. “benim adım kırmızı” bölümünde konuşturduğu ise bana kalırsa Tanrı’dır. Her şeyi kuşatan ve gören Tanrı’yı kırmızı renkte tasvir etmesi çok düşündürücüdür... Kafamda bir tuhaflık ve kırmızı saçlı kadın romanları daha okunabilirdir. Modernmiş teknikleri pek uygulamaz. Klasik okuyucunun taleplerine cevap verir. Fakat yine doğu batı çatışması, şehirleşme, bunalım, baba katilliği gibi evrensel konuları işlemekten geri durmaz. Kırmızı saçlı kadın diğer romanlarına göre çok sönüktür. Buraları okuyorsan eğer sayın pamuk, lütfen kara Kitap’ın şanına leke sürmeyecek yapıtlarla okuyucunun karşısına çık. Kırmızı saçlı kadın gibi çalakalem romanlar olmuyor... Özetlersek, gerek Pamuk’un gerekse diğer modernist, post-modernist romancıların kitaplarını okurken, klasik bir okuyucunun taleplerinden uzaklaşarak hem yazarı hem de kendimizi anlamaktan geri durmamamız gerekmektedir. Okuyucu unutmamalıdır ki, o romanlar okuyucu olduğu için vardırlar. “metin her okunduğunda yeniden yazılır” düsturu her zaman akıllarda olmalıdır.

Orhan Pamuk nasıl yazıyor? Orhan Pamuk okumak neden bazılarınca zor? Bu ve daha fazlasını içeriğimizde bulabilirsiniz.

post modern romanlarda yazarın asıl hedefi doğrudan doğruya okurdur. Yazar kitabını okuyucuyla beraber kaleme alır. Satır aralarında okuyucunun da olmasını ister. Bundan dolayı alay, parodi, ironi, iktibas gibi birçok tekniğe başvurur. Bunda amaç okuyucuyu kitaba dâhil etmektir. Bazen kitabın yazarı roman kahramanı ile konuşur bazen de roman kahramanı yazarla alay eder. Tüm bunların sebebi yazarın okuyucuyu önemseyip ondan entelektüel bir şeyler talep etmesidir. Tarih, edebiyat, sosyoloji, psikoloji gibi alanlarda bilgi sahibi olmanızı isterler. Aksi takdirde anlaşılmak gibi bir kaygıları olmadığı için normal okuru pek dikkate almaz.

Post modern romanlarda ya da anlatılarda alelade düz bir anlatım beklenemez. Çünkü söz konusu eser zaten kendinden öncekilere bir tepki niteliğindedir. Diğer bir deyişle avangardadır. Kendi başına bağımsız olmak ister. Post modernist romancılar bilir ki kendi yazdıkları eserler geçmişle bağlantılıdır. Yani bir metinlerarasılık kavramı varlığını her metinde devam ettirir. Bunun anlamı şudur: hiçbir metin kendisinden önce yazılmış metinlerden etkilenmeden var olamaz. Dolayısıyla başka metinlere gönderme yaparken ya da kimden etkilendiklerini söylerken çekinmezler. Ama bu demek değildir ki postmodernist romancılar metin hırsızıdırlar. Kendileri sadece iktibas yaparak alaya alırlar.

Orhan Pamuk oldukça başarılı postmodernist romancıdır. Yazmış olduğu kitaplarda değişik anlatım tekniklerini, muhtelif iktibasları, sağlam ironileri denemiştir. Bunda da başarı göstermiştir.

Cevdet Bey ve oğulları kitabında Türkiye’nin sekülerleşme döneminde aydınların nasıl bir buhran içinde olduklarını alaylı bir dille anlatır. Romanında ölmekte olan ağabeyinin yürek burkan acısını alaya alır. Aslında yatakta, ölüm döşeğinde olan ağabeyi değil Avrupa’dan medet uman münevverlerimizdir.

Sessiz ev kitabı karamaz ov kardeşler ’in Türkiye’ye uyarlanmış hali gibidir. Üç kardeşin farklı farklı siyasi görüşleri ve onların etrafında dönen konuşmalar, babaları, dedeleri, kuşak çatışmasını alaylı bir dille anlatır. dostoyevski okumadan anlaşılmayacak bir kitap değildir. Ama ilham kaynağı dev Rus romancıdır.

Beyaz kale romanı da yine Dostoyevski’nin “öteki” adlı romanına göndermelidir. Doğu ve batı çatışmasını Osmanlı döneminde, gelenekle barışık bir şekilde anlatır. Burada şunu anlıyoruz ki post modern romanlar gelenekle barışıktırlar. Kahramanları çok yönlüdür. Dini itikatları ya da ananeleri kitapta olduğu gibi yer alır. Fakat okuyucu kendini gülmekten alamaz. Çünkü hepsi ciddi değil, ironidir.

Genel geçer yargılar, ayrıntılar sayfalarca anlatılır. Ufak bir ayrıntıdan sayfalarca bahsedilebilir. Bunun sebebi okuyucuyu zorlamak ya da aptal yerine koymak değildir. Okuyucuyu da alaya almaktır.

Kara kitap romanı ise bence kendisinin şaheseridir. Romanın ana kahramanları celal ve galip birbiriyle çağdaş olmayan ama gönül bağıyla birbirine bağlı iki dev şairdir: Mevlana Celaleddin rumi ve şeyh galip. Kuran’dan, hiç kimsenin okumadığı dini risalelerden, hadislerden, enteresan beyitlerden ve İstanbul’un o karanlık ve bunalıma sokan çehresinden o kadar çok bahseder ve alıntı yapar ki okuyucu artık ne okuduğunu anlamaktan çıkar. Burada yine amaç okuyucuyu düşündürmek ve çeşitli ipuçlarıyla o uçtan bu uca çekmektir. Herhangi bir fikir ve tez olmadığı için okuyucu ne okuduğunu da anlayamaz. Dolayısıyla belli bir romandan beklenen haz alma, süreklime ya da hayretler içerisinde bırakacak bir sonuç bu tür romanlarda yoktur. Okuyucunun beklentisini karşılamadığı için de okuması zor roman kategorisinde görülür.

Benim adım kırmızı romanında tüm karakterleri konuşturup alaylı bir olayı aydınlatmaya çalışır. “benim adım kırmızı” bölümünde konuşturduğu ise bana kalırsa Tanrı’dır. Her şeyi kuşatan ve gören Tanrı’yı kırmızı renkte tasvir etmesi çok düşündürücüdür...

Kafamda bir tuhaflık ve kırmızı saçlı kadın romanları daha okunabilirdir. Modernmiş teknikleri pek uygulamaz. Klasik okuyucunun taleplerine cevap verir. Fakat yine doğu batı çatışması, şehirleşme, bunalım, baba katilliği gibi evrensel konuları işlemekten geri durmaz. Kırmızı saçlı kadın diğer romanlarına göre çok sönüktür. Buraları okuyorsan eğer sayın pamuk, lütfen kara Kitap’ın şanına leke sürmeyecek yapıtlarla okuyucunun karşısına çık. Kırmızı saçlı kadın gibi çalakalem romanlar olmuyor...

Özetlersek, gerek Pamuk’un gerekse diğer modernist, post-modernist romancıların kitaplarını okurken, klasik bir okuyucunun taleplerinden uzaklaşarak hem yazarı hem de kendimizi anlamaktan geri durmamamız gerekmektedir. Okuyucu unutmamalıdır ki, o romanlar okuyucu olduğu için vardırlar. “metin her okunduğunda yeniden yazılır” düsturu her zaman akıllarda olmalıdır.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.