whatsapp

Ne idi ne oldu - ahilikten avm ye

SİYASET 07.09.2020 - 16:30, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Ne idi ne oldu - ahilikten avm ye

Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı ilk Türkçe sözlük olan ‘’Divan-ül Lügat ’it Türk’ te kelime anlamı olarak ‘’Ahilik’’ cömert-eli açık anlamında kullanılmıştır. 1171 yılında Azerbaycan’ın hoy kentinde doğan Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ(deri işleme) atölyesi kurar ve işindeki ustalığı ve dürüstlüğü ile bölge halkı tarafından tanınan sevilen ve önemsenen biri haline gelir. Hatta o zamanki Moğol istilasına karşı Kayseri’yi savunan Ahileri teşkilatlandırarak vatan savunması yapmıştır. Ahi Evran kaynağını Türkistan-Yesi’den alan kutlu bir davanın gönül erleri ile birlikte bu toprakları Vatan yapmanın Anadolu’nun Türkleşmesinin ve İslamlaşmasının Öncülüğünü yapmıştır. Özellikle kendi kurduğu Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türklere hem aş hem iş vermiş, onları vasıflı birer meslek sahibi ve üretici insanlar haline getirmiştir. Böylece Ahiler Anadolu’nun hem ekonomik olarak kalkınmasına hem de imar edilmesine öncülük etmişlerdir.  İşte istisnaları olmak kaydı Kimi zaman eşyamızı, kimi zaman paramızı-malımızı, kimi zaman evimizin anahtarını, hatta kimi zaman çocuğumuzu emanet ettiğimiz yerel esnaf ve sanatkarımız bu felsefeden gelmektedir. Doğrudur; her mahalleye hatta her sokağa kadar girmiş olan büyük zincir marketlerin sermaye gücü ile rekabet edemezler. İnternetteki holdinglerle baş edemezler belki ama bizler yerel esnafımıza sahip çıkarsak, bizler birbirimize sahip çıkarsak, esnafımızı zanaatkarımızı ayakta tutar yaşatırsak varlığımızda da yokluğumuzda da asla yalnız kalmayız. Şöyle ki; Aldığımız bir ürün veya hizmet ile ilgili saatlerce müşteri hizmetleri ile kavga etmeden, ya da günlerce servis yolu gözlemeden anında geri dönüş yapabildiğimiz kişilerdir yerel esnafımız. Güle oynaya pazarlık yapabildiğimiz kişilerdir. Aldığımız bir malı almadan önce görebildiğimiz yanılmadığımız, yanıltılmadığımız yerlerdir esnaf dükkanlarımız. Hasta olduğunda hastaneye götüren, paran olmadığında ilacını alıveren kişilerdir esnaflarımız. Hesap öderken toplam 108TL, lira sen 100 TL ver yeter diyen kişidir esnaf. Yerel esnaf samimidir, AVM diye tabir edilen Alış veriş Merkezlerindeki soğukluğu, yapmacık ilgiyi sergilemezler. Candandırlar. Cebinizde nakit para olmadığında hesaba yazdırdığınız, yeri geldiğinde borç para istediğimiz, yorulduğumuzda oturup dinlendiğimiz dinlenirken çayını kahvesini içtiğimiz esnafımız, mahallemizin bekçileri, vatandaşlarımızın kara gün dostudur. Vergisini yaşadığı kente ödeyen hem kendini hem de yanında çalıştırdığı kişileri istihdam eden, işi arttığında istihdam ettiği hemşerisi artan, mahallelerimizin güler yüzlü bakkalı, kasabı, manavı, kırtasiyecisi, tuhafiyecisi, fırıncısı, pastacısı, beyaz eşyacısı, bilgisayarcısı, elektrikçisi, ayakkabıcısı, mobilyacısı, sanayicisi ve daha nice meslek mensubu ile hemen yanı başımızdadır yerel esnafımız. Düğünümüzde gelip kutlayan, bizimle oynayan- cenazemizde gelip bizimle ağlayan, tabutumuzu omuzlayandır yerel esnafımız. Tüm bu saydıklarımız meselenin sosyal ve toplumsal yönü idi. Konunun birde ekonomik kısmı var. Bilinmelidir ki bir yerin ekonomik olarak kalkınması, o yere dışarıdan gelen ekonomik değer ile alakalıdır. Yani bir şehre dışarıdan para geliyorsa, yanı dışarıya mal ve hizmet satabiliyorsak ekonomik olarak kalkınırız. Ama tam tersi olursa dışarıdan veya merkezi dışarıda olan bir yerden mal veya hizmet alıyorsak, paramız şehrimizin dışına çıkıyor ise yoksullaşıyoruz demektir.  Tüm bunları aklımızda tutarak, ahde vefa hissiyle ‘’yaşat ki yaşa’’ diyerek sırt sırta omuz omuza verelim. Esnaf, memur, işçi, çiftçi demeksizin herkes hepimiz alışverişlerimizi kazandığımız yerdeki yerel esnaftan yapalım. Özellikle içinden geçtiğimiz şu sıkıntılı Corona virüs pandemisi günlerinde Türk kültürü ve ahilik geleneği gereği olarak dayanışma gösterip zor günler yaşayan esnafımıza ilaç olalım. Dertlerine deva olalım.                          Seydişehir İyi Parti/ Bşk. Yrd. Soner Yılmaz

Kaşgarlı Mahmut’un yazdığı ilk Türkçe sözlük olan ‘’Divan-ül Lügat ’it Türk’ te kelime anlamı olarak ‘’Ahilik’’ cömert-eli açık anlamında kullanılmıştır. 1171 yılında Azerbaycan’ın hoy kentinde doğan Ahi Evran Anadolu’ya geldikten sonra Kayseri’de bir debbağ(deri işleme) atölyesi kurar ve işindeki ustalığı ve dürüstlüğü ile bölge halkı tarafından tanınan sevilen ve önemsenen biri haline gelir. Hatta o zamanki Moğol istilasına karşı Kayseri’yi savunan Ahileri teşkilatlandırarak vatan savunması yapmıştır.

Ahi Evran kaynağını Türkistan-Yesi’den alan kutlu bir davanın gönül erleri ile birlikte bu toprakları Vatan yapmanın Anadolu’nun Türkleşmesinin ve İslamlaşmasının Öncülüğünü yapmıştır. Özellikle kendi kurduğu Ahilik sistemi ile Anadolu’ya göç eden Türklere hem aş hem iş vermiş, onları vasıflı birer meslek sahibi ve üretici insanlar haline getirmiştir. Böylece Ahiler Anadolu’nun hem ekonomik olarak kalkınmasına hem de imar edilmesine öncülük etmişlerdir.

 İşte istisnaları olmak kaydı Kimi zaman eşyamızı, kimi zaman paramızı-malımızı, kimi zaman evimizin anahtarını, hatta kimi zaman çocuğumuzu emanet ettiğimiz yerel esnaf ve sanatkarımız bu felsefeden gelmektedir.

Doğrudur; her mahalleye hatta her sokağa kadar girmiş olan büyük zincir marketlerin sermaye gücü ile rekabet edemezler. İnternetteki holdinglerle baş edemezler belki ama bizler yerel esnafımıza sahip çıkarsak, bizler birbirimize sahip çıkarsak, esnafımızı zanaatkarımızı ayakta tutar yaşatırsak varlığımızda da yokluğumuzda da asla yalnız kalmayız. Şöyle ki; Aldığımız bir ürün veya hizmet ile ilgili saatlerce müşteri hizmetleri ile kavga etmeden, ya da günlerce servis yolu gözlemeden anında geri dönüş yapabildiğimiz kişilerdir yerel esnafımız. Güle oynaya pazarlık yapabildiğimiz kişilerdir. Aldığımız bir malı almadan önce görebildiğimiz yanılmadığımız, yanıltılmadığımız yerlerdir esnaf dükkanlarımız.

Hasta olduğunda hastaneye götüren, paran olmadığında ilacını alıveren kişilerdir esnaflarımız.

Hesap öderken toplam 108TL, lira sen 100 TL ver yeter diyen kişidir esnaf.

Yerel esnaf samimidir, AVM diye tabir edilen Alış veriş Merkezlerindeki soğukluğu, yapmacık ilgiyi sergilemezler. Candandırlar.

Cebinizde nakit para olmadığında hesaba yazdırdığınız, yeri geldiğinde borç para istediğimiz, yorulduğumuzda oturup dinlendiğimiz dinlenirken çayını kahvesini içtiğimiz esnafımız, mahallemizin bekçileri, vatandaşlarımızın kara gün dostudur.

Vergisini yaşadığı kente ödeyen hem kendini hem de yanında çalıştırdığı kişileri istihdam eden, işi arttığında istihdam ettiği hemşerisi artan, mahallelerimizin güler yüzlü bakkalı, kasabı, manavı, kırtasiyecisi, tuhafiyecisi, fırıncısı, pastacısı, beyaz eşyacısı, bilgisayarcısı, elektrikçisi, ayakkabıcısı, mobilyacısı, sanayicisi ve daha nice meslek mensubu ile hemen yanı başımızdadır yerel esnafımız. Düğünümüzde gelip kutlayan, bizimle oynayan- cenazemizde gelip bizimle ağlayan, tabutumuzu omuzlayandır yerel esnafımız. Tüm bu saydıklarımız meselenin sosyal ve toplumsal yönü idi. Konunun birde ekonomik kısmı var. Bilinmelidir ki bir yerin ekonomik olarak kalkınması, o yere dışarıdan gelen ekonomik değer ile alakalıdır. Yani bir şehre dışarıdan para geliyorsa, yanı dışarıya mal ve hizmet satabiliyorsak ekonomik olarak kalkınırız. Ama tam tersi olursa dışarıdan veya merkezi dışarıda olan bir yerden mal veya hizmet alıyorsak, paramız şehrimizin dışına çıkıyor ise yoksullaşıyoruz demektir.

 Tüm bunları aklımızda tutarak, ahde vefa hissiyle ‘’yaşat ki yaşa’’ diyerek sırt sırta omuz omuza verelim. Esnaf, memur, işçi, çiftçi demeksizin herkes hepimiz alışverişlerimizi kazandığımız yerdeki yerel esnaftan yapalım. Özellikle içinden geçtiğimiz şu sıkıntılı Corona virüs pandemisi günlerinde Türk kültürü ve ahilik geleneği gereği olarak dayanışma gösterip zor günler yaşayan esnafımıza ilaç olalım. Dertlerine deva olalım.                         

Seydişehir İyi Parti/ Bşk. Yrd. Soner Yılmaz

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.