whatsapp

Korona günlerinde hemşireden şiir kitabı

KÜLTÜR - SANAT 16.05.2020 - 01:14, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Korona günlerinde hemşireden şiir kitabı

Antalya Fevzi Çakmak aile sağlık merkezinde hemşire olarak görev yapan Havva Dilek, ilk kitabı ‘Tenimin inceldiği yerdeyim’’ den sonra 2. şiir kitabı ‘’ Korona virüs karantinasından 3 Nolu çıkış kapısı Şiir” kitabını yayımladı. Hemşire Havva Dilek, İzan Yayıncılık tarafından yayınlanan “Korona virüs karantinasından 3 Nolu çıkış kapısı Şiir” adlı 2 şiir kitabını yayımlamanın mutluluğunu yaşadığını söyledi. Uzun yıllar Seydişehir’de Devlet hastanesinde görev yapan hemşire Havva Dilek görevini Antalya aile sağlık merkezinde sürdürüyor. Hemşire Havva Dilek sözlerine, “Bir Aile Sağlığı Merkezinde çalışıyorum, görece daha az risk altındayım derken, Asm’lerde çalışanların enfekte oranı yükselince haliyle panikliyorsun. Umudunu yitiriyorsun, bu süreçten nasıl çıkacağız, çıkabileceğiz mi diye korkuyorsun. Tam işte o dönemde karar verdim bu kitabı çıkarmaya. Bunca kaygıyı, endişeyi omzunda taşıyan sağlık çalışanlarına ve kendime küçücük bir umut olsun istedim. Bir sağlık çalışanı olarak, yaşadığımız bu süreçte bir şiir kitabı çıkarmayı istemem de ki temel gayem umutsuzluğun içinde umudu göstermek adına küçük bir çabadır esas olarak. Bu korona virüs karantinasından birinci çıkış kapısı elbette Yaşamı Savunmaktır, ikinci çıkış kapısı yaşamanın olmazsa olmazı Aşk’tır kuşkusuz. Üçüncü çıkış kapısı ise benim için şiir’dir. Şimdi sizlerde kendinize bir çıkış kapısı bulun ve bu korona virüs karantinasından çıkalım hep birlikte. Bu zor zamanlarda, üstelik hiç bir ücret talep etmeden kitap basan İzan yayıncılığa teşekkürlerimle. Bu salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden bütün sağlık emekçilerinin anılarına saygıyla’’ açıklamasında bulundu. Bana bir mezar al anne, Ölümlerden ölüm seçtim kendime Hazırlan şölenime. Şair, öldürülen her Şiir’inde ölür.   Kaç kez öldüm ben anne? Kaç tabut hazırladın bana kavak ağacından Kıymıkları kanatarak tırnaklarını? Boşuna saklanmışsın, asma ağacı örmüş seni, Şarapta ki üzümler söylediler bana da. Kederlenme sen. “Her canlı ölümü tadacaktır”, yazıyordu Mezarlıkların girişinde. Kaç kez yazıyordu? Beraber okuduk anne, Kaç kez ölebilirdi ki bir insan? Oysa biz, On kez, yüz kez, bin kez… Çok kez Gizlice buynuz ağacının yapraklarının arasına Gömdük beni. Kimseciklere söylemedin değil mi anne? Sonra, Sonra her sabah yeniden dirilttik Boğarak hıçkırıklarımızı ağıtlara. Hıçkırıklar, gecenin gözlerine gömer ölülerini, Bilirsin. Ağladığımızı kimseler duymadı değil mi anne? Ne işe yarar ağlamak, Çocuklar iç yerimizden göçüp gittikten sonra, Kalbin düğmeleri yırtan inip kalkışı ne işe yarar? Havva Dilek düşüncelerini şöyle aktardı; ‘’Şiir,  her şeyin hakkından gelemese de yine de bazı şeylerin üstesinden gelebilir diye düşünüyorum ne yalan şöyleyim. Hiç beklemediğiniz anda yüzünüze bir yumruk atabilir örneğin. Düşen birini elinden tutup kaldırabilir, şayet asmalı köprüden ölüme yürüyen bir adama ulaştırabilseydik yaşama tutundurabilirdik belki kim bilir. Ama ondan önce Şiir’in kendisini yazdırması gerekir kuşkusuz. Ama lütfen söyleyin şimdi. Sokaklarda korkusuzca yürümeden, evlerinizin içine girmeden ve hatta o kalın duvarlarınızın arkasında karşılıklı bir bardak çay içmeden kendini nasıl yazdırır ki şiir? Hepimizin bildiği üzere Aralık ayında başlayan ve sonrasında tüm dünyayı içine alan bir salgınla karşı karşıya kaldık. Kaldık diyorum çünkü kimimiz hastaneler de, kimimiz kilitli kapılarımızın arkasında, kimimizde mezarlıklar da ki o soğuk taşın kalbinde kaldık. İlk vaklar ülkemizde görülmeye başladığında, bir sağlık çalışanı olarak birçok meslektaşım gibi ilk etap ta ben de panikledim. Kitaplardan okuduğumuz, ancak derslerde gördüğümüz “pandemi” ile karşı karşıyaydık.’’

Antalya Fevzi Çakmak aile sağlık merkezinde hemşire olarak görev yapan Havva Dilek, ilk kitabı ‘Tenimin inceldiği yerdeyim’’ den sonra 2. şiir kitabı ‘’ Korona virüs karantinasından 3 Nolu çıkış kapısı Şiir” kitabını yayımladı.
Hemşire Havva Dilek, İzan Yayıncılık tarafından yayınlanan “Korona virüs karantinasından 3 Nolu çıkış kapısı Şiir” adlı 2 şiir kitabını yayımlamanın mutluluğunu yaşadığını söyledi.

Uzun yıllar Seydişehir’de Devlet hastanesinde görev yapan hemşire Havva Dilek görevini Antalya aile sağlık merkezinde sürdürüyor.

Hemşire Havva Dilek sözlerine, “Bir Aile Sağlığı Merkezinde çalışıyorum, görece daha az risk altındayım derken, Asm’lerde çalışanların enfekte oranı yükselince haliyle panikliyorsun. Umudunu yitiriyorsun, bu süreçten nasıl çıkacağız, çıkabileceğiz mi diye korkuyorsun. Tam işte o dönemde karar verdim bu kitabı çıkarmaya. Bunca kaygıyı, endişeyi omzunda taşıyan sağlık çalışanlarına ve kendime küçücük bir umut olsun istedim. Bir sağlık çalışanı olarak, yaşadığımız bu süreçte bir şiir kitabı çıkarmayı istemem de ki temel gayem umutsuzluğun içinde umudu göstermek adına küçük bir çabadır esas olarak. Bu korona virüs karantinasından birinci çıkış kapısı elbette Yaşamı Savunmaktır, ikinci çıkış kapısı yaşamanın olmazsa olmazı Aşk’tır kuşkusuz. Üçüncü çıkış kapısı ise benim için şiir’dir. Şimdi sizlerde kendinize bir çıkış kapısı bulun ve bu korona virüs karantinasından çıkalım hep birlikte. Bu zor zamanlarda, üstelik hiç bir ücret talep etmeden kitap basan İzan yayıncılığa teşekkürlerimle. Bu salgınla mücadele sürecinde hayatını kaybeden bütün sağlık emekçilerinin anılarına saygıyla’’ açıklamasında bulundu.


Bana bir mezar al anne,

Ölümlerden ölüm seçtim kendime

Hazırlan şölenime.

Şair, öldürülen her Şiir’inde ölür.

 

Kaç kez öldüm ben anne?

Kaç tabut hazırladın bana kavak ağacından

Kıymıkları kanatarak tırnaklarını?

Boşuna saklanmışsın, asma ağacı örmüş seni,

Şarapta ki üzümler söylediler bana da.

Kederlenme sen.

“Her canlı ölümü tadacaktır”, yazıyordu

Mezarlıkların girişinde.

Kaç kez yazıyordu?

Beraber okuduk anne,

Kaç kez ölebilirdi ki bir insan?

Oysa biz,

On kez, yüz kez, bin kez… Çok kez

Gizlice buynuz ağacının yapraklarının arasına

Gömdük beni.

Kimseciklere söylemedin değil mi anne?

Sonra,

Sonra her sabah yeniden dirilttik

Boğarak hıçkırıklarımızı ağıtlara.

Hıçkırıklar, gecenin gözlerine gömer ölülerini,

Bilirsin.

Ağladığımızı kimseler duymadı değil mi anne?

Ne işe yarar ağlamak,

Çocuklar iç yerimizden göçüp gittikten sonra,

Kalbin düğmeleri yırtan inip kalkışı ne işe yarar?

Havva Dilek düşüncelerini şöyle aktardı; ‘’Şiir,  her şeyin hakkından gelemese de yine de bazı şeylerin üstesinden gelebilir diye düşünüyorum ne yalan şöyleyim. Hiç beklemediğiniz anda yüzünüze bir yumruk atabilir örneğin. Düşen birini elinden tutup kaldırabilir, şayet asmalı köprüden ölüme yürüyen bir adama ulaştırabilseydik yaşama tutundurabilirdik belki kim bilir.

Ama ondan önce Şiir’in kendisini yazdırması gerekir kuşkusuz. Ama lütfen söyleyin şimdi. Sokaklarda korkusuzca yürümeden, evlerinizin içine girmeden ve hatta o kalın duvarlarınızın arkasında karşılıklı bir bardak çay içmeden kendini nasıl yazdırır ki şiir?

Hepimizin bildiği üzere Aralık ayında başlayan ve sonrasında tüm dünyayı içine alan bir salgınla karşı karşıya kaldık. Kaldık diyorum çünkü kimimiz hastaneler de, kimimiz kilitli kapılarımızın arkasında, kimimizde mezarlıklar da ki o soğuk taşın kalbinde kaldık.

İlk vaklar ülkemizde görülmeye başladığında, bir sağlık çalışanı olarak birçok meslektaşım gibi ilk etap ta ben de panikledim. Kitaplardan okuduğumuz, ancak derslerde gördüğümüz “pandemi” ile karşı karşıyaydık.’’

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.