whatsapp

İYİ Partili Yokuş: Ülkemizde milli kuraklık merkezi kurulmalı

SİYASET 22.12.2020 - 10:41, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

İYİ Partili Yokuş: Ülkemizde milli kuraklık merkezi kurulmalı

Her geçen yıl Dünya’da ve ülkemizde küresel ısınma nedeniyle yağışların azaldığını ve kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını belirten İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, “Türkiye’nin su sorununu milli güvenlik meselesi olarak algılanmalıdır. Milli Güvenlik temelli bir ‘hidropolitik strateji belgesi” hazırlanmalı, ayrıca ülkemizde bir ‘Milli Kuraklık Merkezi’ kurulmalı, kuraklık sigorta kapsamına alınmalı, su havzaları korunmalıdır” dedi. Dünya’da ve ülkemizde küresel ısınma nedeniyle yağışların azalmakta olduğunu belirten İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin yakın gelecekte su sorunu yaşamasının çok yüksek olduğunu söyledi. “HER GEÇEN YIL KURUYAN GÖLLERİMİZİN SAYISI ARTIYOR” Yapılan araştırmalara ilişkin bilgi veren Yokuş, şunları söyledi: “Elimizdeki tatlı su kaynaklarını hoyratça israf ediyoruz ve kirletiyoruz. Tarımda birçok bölgemizde vahşi sulama yapılmaktadır. Her geçen yıl kuruyan göllerimizin sayısı artmaktadır ve yer altı sularımız kirlenmektedir. Yapılan araştırmalarda su krizi yaşayacak ülkeler tasnif edilmiş bu sınıflandırma sonucu ortaya çıkan tabloda; İran, Türkmenistan, İsrail ve Arap Ülkelerinin de aralarında bulunduğu 17 ülke son derece riskli bölgeler olarak tespit edilmiştir. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün yaptığı bu çalışmada Türkiye bu ülkelerden sonra gelen 2. sınıf riskli ülkeler arasında 32. Sırada yer alıyor” “SU STRESİ DENİLEN BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ” Ülkemizde su stresi olarak tanımlanan bir durumla karşı karşıya kalındığını aktaran Yokuş, açıklamalarını şöyle sürdürdü: “Devlet Su İşleri’nin 2018’de yaptığı çalışmaya göre Türkiye’nin yıllık ortalama yağış hacmi 450 milyar metreküp olup, yıllık tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli toplamı 112 milyar metreküptür. Ülkenin toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesinden sorumlu olan kamu kurum ve kuruluşlarının geliştirdikleri projeler neticesinde çeşitli maksatlara yönelik yıllık su tüketimi 54 milyar metreküpe ulaşmıştır. Bu miktar yıllık su potansiyelimize oranla yüzde 48,2’ye tekabül etmektedir. Yani Yıllık suyumuzun yarısını kullanmaktayız. Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı 1400 metreküp olarak hesaplanabilir. Bu da Dünya ortalamasına göre su azlığı yaşayan bir ülke olduğumuzu gösteriyor. 2040 Yılına geldiğimizde nüfusumuzun 100 Milyon kişi olacağı ön görülürken kişi başına düşen su miktarı 1120 m3 olacaktır. Yani anlaşılacağı o ki literatürde “su stresi” diye tanımlanan durumla karşı karşıyayız. Bu nedenledir ki, vakit kaybetmeden ülkemizin su kaynaklarının doğru kullanımı israfın önlenmesini, tatlı su kaynaklarını depolama projelerini hayata geçirmelidir. Milli bütçemizden su kaynakları için ayrılacak miktar ciddi oranda artırmalıyız.” “YAĞMUR HASADI PROJESİ’ HAYATA GEÇİRİLMELİDİR” Ülkemizde kuraklığa karşı alınması gereken önlemleri açıklayan Yokuş, Türkiye’nin su sorununu milli güvenlik meselesi olarak algılanmalıdır. Milli Güvenlik temelli bir ‘hidropolitik strateji belgesi’ hazırlanmalı, ayrıca ülkemizde bir ‘Milli Kuraklık Merkezi’ kurulmalı, kuraklık sigorta kapsamına alınmalı, su havzaları korunmalıdır. Bilindiği gibi ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Bu bölgelerimiz yeterince yağış ve neme sahiptir. İç bölgelerimiz ise daha az yağış almaktadır. İç Anadolu bölgemiz başta olmak üzere Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yoğun bir ağaçlandırma kampanyasını her yıl 12 ay boyu gerçekleştirmeliyiz. Ormanların bir ülkenin su kadar önemli can damarıdır. Daha fazla yağış ve daha fazla temiz hava için tarım arazileri dışında ağaçsız bir dekar yer bırakmamalıyız. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yağışlar her geçen yıl azalıyor. Bu nedenle artık bir damla suyumuzu denize dökmemeliyiz. Ülke olarak “yağmur hasadına” gitmeliyiz. Eskiden Anadolu’da yaygın olan ‘sarnıçları’ geri getirmeliyiz. Öncelikle iklim değişikliğinin Türkiye’nin hangi bölgelerini nasıl etkileyeceğini, toprak, su nemi ve yağmur miktarına göre şimdiden doğru bir analizle arazi planlaması yapmamız gerekmektedir. Bu arazi planlamalarına göre şehirlerimizi ve binalarımızı kurmalıyız” ifadelerini kullandı.

Her geçen yıl Dünya’da ve ülkemizde küresel ısınma nedeniyle yağışların azaldığını ve kuraklık tehlikesiyle karşı karşıya kalındığını belirten İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, “Türkiye’nin su sorununu milli güvenlik meselesi olarak algılanmalıdır. Milli Güvenlik temelli bir ‘hidropolitik strateji belgesi” hazırlanmalı, ayrıca ülkemizde bir ‘Milli Kuraklık Merkezi’ kurulmalı, kuraklık sigorta kapsamına alınmalı, su havzaları korunmalıdır” dedi.

Dünya’da ve ülkemizde küresel ısınma nedeniyle yağışların azalmakta olduğunu belirten İYİ Parti Konya Milletvekili Fahrettin Yokuş, yapılan araştırmalara göre Türkiye’nin yakın gelecekte su sorunu yaşamasının çok yüksek olduğunu söyledi.

“HER GEÇEN YIL KURUYAN GÖLLERİMİZİN SAYISI ARTIYOR”

Yapılan araştırmalara ilişkin bilgi veren Yokuş, şunları söyledi: “Elimizdeki tatlı su kaynaklarını hoyratça israf ediyoruz ve kirletiyoruz. Tarımda birçok bölgemizde vahşi sulama yapılmaktadır. Her geçen yıl kuruyan göllerimizin sayısı artmaktadır ve yer altı sularımız kirlenmektedir. Yapılan araştırmalarda su krizi yaşayacak ülkeler tasnif edilmiş bu sınıflandırma sonucu ortaya çıkan tabloda; İran, Türkmenistan, İsrail ve Arap Ülkelerinin de aralarında bulunduğu 17 ülke son derece riskli bölgeler olarak tespit edilmiştir. Dünya Doğal Kaynaklar Enstitüsü’nün yaptığı bu çalışmada Türkiye bu ülkelerden sonra gelen 2. sınıf riskli ülkeler arasında 32. Sırada yer alıyor”

“SU STRESİ DENİLEN BİR DURUMLA KARŞI KARŞIYAYIZ”

Ülkemizde su stresi olarak tanımlanan bir durumla karşı karşıya kalındığını aktaran Yokuş, açıklamalarını şöyle sürdürdü:

“Devlet Su İşleri’nin 2018’de yaptığı çalışmaya göre Türkiye’nin yıllık ortalama yağış hacmi 450 milyar metreküp olup, yıllık tüketilebilir yerüstü ve yeraltı su potansiyeli toplamı 112 milyar metreküptür. Ülkenin toprak ve su kaynaklarının geliştirilmesinden sorumlu olan kamu kurum ve kuruluşlarının geliştirdikleri projeler neticesinde çeşitli maksatlara yönelik yıllık su tüketimi 54 milyar metreküpe ulaşmıştır. Bu miktar yıllık su potansiyelimize oranla yüzde 48,2’ye tekabül etmektedir. Yani Yıllık suyumuzun yarısını kullanmaktayız. Türkiye’de kişi başına düşen su miktarı 1400 metreküp olarak hesaplanabilir. Bu da Dünya ortalamasına göre su azlığı yaşayan bir ülke olduğumuzu gösteriyor. 2040 Yılına geldiğimizde nüfusumuzun 100 Milyon kişi olacağı ön görülürken kişi başına düşen su miktarı 1120 m3 olacaktır. Yani anlaşılacağı o ki literatürde “su stresi” diye tanımlanan durumla karşı karşıyayız. Bu nedenledir ki, vakit kaybetmeden ülkemizin su kaynaklarının doğru kullanımı israfın önlenmesini, tatlı su kaynaklarını depolama projelerini hayata geçirmelidir. Milli bütçemizden su kaynakları için ayrılacak miktar ciddi oranda artırmalıyız.”

“YAĞMUR HASADI PROJESİ’ HAYATA GEÇİRİLMELİDİR”

Ülkemizde kuraklığa karşı alınması gereken önlemleri açıklayan Yokuş, Türkiye’nin su sorununu milli güvenlik meselesi olarak algılanmalıdır. Milli Güvenlik temelli bir ‘hidropolitik strateji belgesi’ hazırlanmalı, ayrıca ülkemizde bir ‘Milli Kuraklık Merkezi’ kurulmalı, kuraklık sigorta kapsamına alınmalı, su havzaları korunmalıdır. Bilindiği gibi ülkemizin üç tarafı denizlerle çevrilidir. Bu bölgelerimiz yeterince yağış ve neme sahiptir. İç bölgelerimiz ise daha az yağış almaktadır. İç Anadolu bölgemiz başta olmak üzere Doğu Anadolu ve Güneydoğu Anadolu bölgelerimizde yoğun bir ağaçlandırma kampanyasını her yıl 12 ay boyu gerçekleştirmeliyiz. Ormanların bir ülkenin su kadar önemli can damarıdır. Daha fazla yağış ve daha fazla temiz hava için tarım arazileri dışında ağaçsız bir dekar yer bırakmamalıyız. Bütün dünyada olduğu gibi ülkemizde de yağışlar her geçen yıl azalıyor. Bu nedenle artık bir damla suyumuzu denize dökmemeliyiz. Ülke olarak “yağmur hasadına” gitmeliyiz. Eskiden Anadolu’da yaygın olan ‘sarnıçları’ geri getirmeliyiz. Öncelikle iklim değişikliğinin Türkiye’nin hangi bölgelerini nasıl etkileyeceğini, toprak, su nemi ve yağmur miktarına göre şimdiden doğru bir analizle arazi planlaması yapmamız gerekmektedir. Bu arazi planlamalarına göre şehirlerimizi ve binalarımızı kurmalıyız” ifadelerini kullandı.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.