whatsapp

Eğitimde kütüphane yok, kütüphaneci yok!

ANALİZ 04.04.2019 - 01:34, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Eğitimde kütüphane yok, kütüphaneci yok!

Çocuklara doğar doğmaz kitapla tanışmasına olanak sağlamak gerekiyor. Evde, mahallede, okulda, ilçede çocuğun yaşam alanı olacak her yerde, kütüphanecilerin çalıştığı nitelikli kütüphaneler yetersiz.  Geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanlığı 5 yıllık stratejik vizyon belgesinde kütüphane ve kitap cümlesi bile geçmiyordu. Okullarda kütüphane yok. Anaokulundan liseye “kütüphanesiz” bir eğitim ile öğrenci yetişiyor. Üniversitelerin durumu da çok parlak değil. Okumayı bir ihtiyaç olarak htirecek, okumayı alışkanlık ve bir üst aşaması okuma kültürü kazanmış, araştıran, sorgulayan, analitik düşünen, yaratıcı yurttaşları topluma kütüphanelerle kazandırabiliriz.  Kütüphanecilerin farklı disiplinlerden uzmanlarla bir arada çalıştığı; nitelikli koleksiyonu olan, konforlu ve sürdürülebilir okul öncesi kitaplıkları, çocuk kütüphaneleri, okul kütüphaneleri, halk kütüphaneleri, tematik kütüphaneler kurulması, akademik eğitime ve akademik üretime destek sağlayacak üniversite kütüphaneleri bu kütüphanelerde, eğitimler, oryantasyonlar, kültür sanat etkinlikleri, okuryazar buluşmaları yapılması kütüphanelere işlev kazandıracaktır. Yasasız ve politikasız kütüphanecilik  Merkezi ve yerel yönetimlerde kütüphaneler konusunda yeterli özveri ve kararlı bir kültür ve kütüphane politikası halen yok. Kalıcı çözümler yok. Yasasız ve politikasız kütüphanecilik sürdürülebilir değildir. Planlanmış, hedefleri olan kültür ve kütüphane politikamız yok. Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı kütüphane organizasyonu değişmelidir. 100 bin nüfuslu bir Anadolu ili ile 18 milyon nüfuslu İstanbul aynı organizasyon modeli ve personel politikasıyla yönetilemez, işletilemez.  Eğitimin vazgeçilmez parçası olan okul kütüphaneleri, istatistiklerde kâğıt üzerinde var olan gerçekte ise olmayan kütüphaneler. Eğitimde acil bir kütüphane harekâtı önceliklerimizden olmalı. Çocuk kütüphaneleri, gezici kütüphaneler, tematik kütüphaneler tüm ülke geneline yayılacak organizasyon hayat bulmalı… Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana kütüphanecilik meslek yasamız yok. Ne zaman kütüphanecilik yasamız olur, ne zaman kütüphaneler ve kütüphaneciler için bir politika metni olur kütüphaneler için o zaman gerçek çözüme giden yolda adımlar atılmaya başlayacaktır.  Hem merkezi yönetimin hem de yerel yönetimlerin kütüphane, kıraathane, bilgi evi, bilgi merkezleri adı ne olursa olsun okuma kültürünün Türkiye’nin baskın kültürü olması için çalışmalar yapacağı, kütüphanecilik fotoğrafımızın olumlu olarak değişeceği hayalini kurarak, güzel günler dileriz.

Çocuklara doğar doğmaz kitapla tanışmasına olanak sağlamak gerekiyor. Evde, mahallede, okulda, ilçede çocuğun yaşam alanı olacak her yerde, kütüphanecilerin çalıştığı nitelikli kütüphaneler yetersiz. 

Geçtiğimiz aylarda Milli Eğitim Bakanlığı 5 yıllık stratejik vizyon belgesinde kütüphane ve kitap cümlesi bile geçmiyordu. Okullarda kütüphane yok. Anaokulundan liseye “kütüphanesiz” bir eğitim ile öğrenci yetişiyor. Üniversitelerin durumu da çok parlak değil.

Okumayı bir ihtiyaç olarak htirecek, okumayı alışkanlık ve bir üst aşaması okuma kültürü kazanmış, araştıran, sorgulayan, analitik düşünen, yaratıcı yurttaşları topluma kütüphanelerle kazandırabiliriz. 

Kütüphanecilerin farklı disiplinlerden uzmanlarla bir arada çalıştığı; nitelikli koleksiyonu olan, konforlu ve sürdürülebilir okul öncesi kitaplıkları, çocuk kütüphaneleri, okul kütüphaneleri, halk kütüphaneleri, tematik kütüphaneler kurulması, akademik eğitime ve akademik üretime destek sağlayacak üniversite kütüphaneleri bu kütüphanelerde, eğitimler, oryantasyonlar, kültür sanat etkinlikleri, okuryazar buluşmaları yapılması kütüphanelere işlev kazandıracaktır.

Yasasız ve politikasız kütüphanecilik 

Merkezi ve yerel yönetimlerde kütüphaneler konusunda yeterli özveri ve kararlı bir kültür ve kütüphane politikası halen yok. Kalıcı çözümler yok. Yasasız ve politikasız kütüphanecilik sürdürülebilir değildir. Planlanmış, hedefleri olan kültür ve kütüphane politikamız yok.

Başta Kültür ve Turizm Bakanlığı kütüphane organizasyonu değişmelidir. 100 bin nüfuslu bir Anadolu ili ile 18 milyon nüfuslu İstanbul aynı organizasyon modeli ve personel politikasıyla yönetilemez, işletilemez. 

Eğitimin vazgeçilmez parçası olan okul kütüphaneleri, istatistiklerde kâğıt üzerinde var olan gerçekte ise olmayan kütüphaneler. Eğitimde acil bir kütüphane harekâtı önceliklerimizden olmalı. Çocuk kütüphaneleri, gezici kütüphaneler, tematik kütüphaneler tüm ülke geneline yayılacak organizasyon hayat bulmalı…

Cumhuriyetimizin kuruluşundan bu yana kütüphanecilik meslek yasamız yok. Ne zaman kütüphanecilik yasamız olur, ne zaman kütüphaneler ve kütüphaneciler için bir politika metni olur kütüphaneler için o zaman gerçek çözüme giden yolda adımlar atılmaya başlayacaktır. 

Hem merkezi yönetimin hem de yerel yönetimlerin kütüphane, kıraathane, bilgi evi, bilgi merkezleri adı ne olursa olsun okuma kültürünün Türkiye’nin baskın kültürü olması için çalışmalar yapacağı, kütüphanecilik fotoğrafımızın olumlu olarak değişeceği hayalini kurarak, güzel günler dileriz.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.