whatsapp

Bahaddin Paslı'nın şiirinden

KÜLTÜR - SANAT 16.04.2019 - 13:24, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Bahaddin Paslı'nın şiirinden

Sevmek bizden Çok başkanlar geldi geçti serinden Hepsi sana; hizmet için vardılar Kimi cibbildenden, kimi derinden Her biri bir cerihanı sardılar… Kimi; makyaj için çare türetti Kimi asfalt döktü, beton üretti Kimisi de kültürünü köreltti Yüzüne bol boya, cila sürdüler… Kültür dindir; kültür dildir, kültür kült, Kültür yoksa;uygarlık kör, ümran küt. Terakki yoz; izan kısır, irfan kıt Çoğu onu; angaryadan gördüler… Göğsümüzü gere gere:” Bu bizim!” Deyceğimiz; neyimiz var azizim? Şarkı, türkü, beste, güfte, folk, resim Hala horlar, horlandılar, hordular… Yedi asır; ot muymuşuz biz yani Koymamışız; dört satırlık bir mani? Oysa bizdik aşkın, meşkin ummanı Lakin bunlar; aşkı bile sürdüler… Âşıkların; cem olduğu yerdik biz Seyyid Harun Dergâhında erdik biz. Hakk’ı çalar; Hakk’ı dinler; derdik biz Sazımız nar; sözlerimiz kordular. Aşk sultanı Yunus Emre gelecek, Koca bir yıl; bizden feyiz alacak, Yedi yüzyıl, bu da gizli kalacak. Kültür hor ya; yıllar da ker, kördüler. Eller olsa: hiç böyle mi yapardı Gökte bulsa onu yerden, kapardı. Allar - pullar; türbesini çatardı “Kültürüm! ” der, öper başa kordular. Bak; bir günlük gazetemiz yok hala Bir ekranı yaşatırdık, pekala. Ummadığın; bunca akil-ukala “Kültür de ne?” deyip, onu yerdiler Çift tivimiz vardı, üç de radyomuz Battı gitti, vermeyince biz omuz. Vardı elbet, paramız ve pulumuz Vardı da hep makyajına serdiler Şöyle dönüp; bir baksan maziye Gözden ırak; bir köpeksiz köy diye Dört eşkıya; gemi aldı azıya Kanını ve iliğini sordular… Düne değin; son duraktın, yayandın Düne değin; biz bakındık sen yandın. Boyaların döküldükçe boyandın Düne değin, hep ananı sordular… Senin çehren; makyajsız da güzeldi Doğan cennet; doğallığın özeldi. Hakk diledi; talihin de düzeldi Kültürünü; can evinden vurdular Güzelliği; çok boyarsan piç olur Kültürün de; kuşa döner hiç olur. Boyasız da; oy toplamak güç olur Kimi böyle; boyayla oy derdiler… Asıl olan kültüründü, hâsılı Makyaj ile perdeledik asılı. Makyaj zaten, göz boyama usulü Çoğu böyle; ol makama erdiler… İlk kez; Nevzat Akbaş andı kültürü Yapamadı; yoksulluktan ötürü. Muz değil ki; gitsen alsan götürü O; çaresiz alt yapını ördüler… Kocaoğlu çıktı sonra mindere Bayrağını çekmek için göndere. Tarihini verdi Mehmet Önder’e O ana dek, neyin varsa sırdılar… İlk kalıcı yolu yaptı Halıcı Yolları da; birbirinden kalıcı Akademik biri için çok acı Kültürüne; o da soğuk durdular… Ne bedbahtlık nihaidir ne de mut Çıkmadık can için vardır hep umut. Abdulkadir Çat’tan geldi ilk komut Meseleye; ta damardan girdiler                                                                                 O; yıllarca, kültür ile didişti Hem de senin kültürünle yetişti Şansın yaver gitti, yol sana düştü Kem talihin; defterini dürdüler Önce; birkaç kültür evi alındı Restore ve tefriş ifa olundu. Yeni termal kaynakların bulundu Ilıca’ndan; daha sıcak, gürdüler… Kültürle de yetinmedi Başkan Çat Kuğulu’nu genişletti birkaç kat. Piknikçiler diz dizeyken, çok rahat Yer sofrası serip, bağdaş kurdular… Kabristanın; güller gibi bakıldı Yolu bitti; Ferzine ’ne çıkıldı Mal ve sebze pazarların yıkıldı Çünkü basık, çamur, çolpak, dardılar Yolun, suyun halledildi hamdolsun “Kuğu Göl’ün” su toplasın tam dolsun. Kuğuların; yine öyle nam olsun Şahlan artık, bağlarını kırdılar… Şahlan artık; seni birlik bekliyor Şahlan artık; seni bir ilk bekliyor. Şahlan artık; seni illik bekliyor Şahlan artık; bizi aşkla kardılar Paslı der ki: - Şahlan artık, gün senin Dualıdır temellerin, çün senin. Sevmek bizden, yanmak bizim, ün senin Üstümüze; sökün gelse, ordular… Bahaddin Paslı/Gazeteci yazar, Şair

Sevmek bizden

Çok başkanlar geldi geçti serinden

Hepsi sana; hizmet için vardılar

Kimi cibbildenden, kimi derinden

Her biri bir cerihanı sardılar…

Kimi; makyaj için çare türetti

Kimi asfalt döktü, beton üretti

Kimisi de kültürünü köreltti

Yüzüne bol boya, cila sürdüler…

Kültür dindir; kültür dildir, kültür kült,

Kültür yoksa;uygarlık kör, ümran küt.

Terakki yoz; izan kısır, irfan kıt

Çoğu onu; angaryadan gördüler…

Göğsümüzü gere gere:” Bu bizim!”

Deyceğimiz; neyimiz var azizim?

Şarkı, türkü, beste, güfte, folk, resim

Hala horlar, horlandılar, hordular…

Yedi asır; ot muymuşuz biz yani

Koymamışız; dört satırlık bir mani?

Oysa bizdik aşkın, meşkin ummanı

Lakin bunlar; aşkı bile sürdüler…

Âşıkların; cem olduğu yerdik biz

Seyyid Harun Dergâhında erdik biz.

Hakk’ı çalar; Hakk’ı dinler; derdik biz

Sazımız nar; sözlerimiz kordular.

Aşk sultanı Yunus Emre gelecek,

Koca bir yıl; bizden feyiz alacak,

Yedi yüzyıl, bu da gizli kalacak.

Kültür hor ya; yıllar da ker, kördüler.

Eller olsa: hiç böyle mi yapardı

Gökte bulsa onu yerden, kapardı.

Allar - pullar; türbesini çatardı

“Kültürüm! ” der, öper başa kordular.

Bak; bir günlük gazetemiz yok hala

Bir ekranı yaşatırdık, pekala.

Ummadığın; bunca akil-ukala

“Kültür de ne?” deyip, onu yerdiler

Çift tivimiz vardı, üç de radyomuz

Battı gitti, vermeyince biz omuz.

Vardı elbet, paramız ve pulumuz

Vardı da hep makyajına serdiler

Şöyle dönüp; bir baksan maziye

Gözden ırak; bir köpeksiz köy diye

Dört eşkıya; gemi aldı azıya

Kanını ve iliğini sordular…

Düne değin; son duraktın, yayandın

Düne değin; biz bakındık sen yandın.

Boyaların döküldükçe boyandın

Düne değin, hep ananı sordular…

Senin çehren; makyajsız da güzeldi

Doğan cennet; doğallığın özeldi.

Hakk diledi; talihin de düzeldi

Kültürünü; can evinden vurdular

Güzelliği; çok boyarsan piç olur

Kültürün de; kuşa döner hiç olur.

Boyasız da; oy toplamak güç olur

Kimi böyle; boyayla oy derdiler…

Asıl olan kültüründü, hâsılı

Makyaj ile perdeledik asılı.

Makyaj zaten, göz boyama usulü

Çoğu böyle; ol makama erdiler…

İlk kez; Nevzat Akbaş andı kültürü

Yapamadı; yoksulluktan ötürü.

Muz değil ki; gitsen alsan götürü

O; çaresiz alt yapını ördüler…

Kocaoğlu çıktı sonra mindere

Bayrağını çekmek için göndere.

Tarihini verdi Mehmet Önder’e

O ana dek, neyin varsa sırdılar…

İlk kalıcı yolu yaptı Halıcı

Yolları da; birbirinden kalıcı

Akademik biri için çok acı

Kültürüne; o da soğuk durdular…

Ne bedbahtlık nihaidir ne de mut

Çıkmadık can için vardır hep umut.

Abdulkadir Çat’tan geldi ilk komut

Meseleye; ta damardan girdiler                                                                                

O; yıllarca, kültür ile didişti

Hem de senin kültürünle yetişti

Şansın yaver gitti, yol sana düştü

Kem talihin; defterini dürdüler

Önce; birkaç kültür evi alındı

Restore ve tefriş ifa olundu.

Yeni termal kaynakların bulundu

Ilıca’ndan; daha sıcak, gürdüler…

Kültürle de yetinmedi Başkan Çat

Kuğulu’nu genişletti birkaç kat.

Piknikçiler diz dizeyken, çok rahat

Yer sofrası serip, bağdaş kurdular…

Kabristanın; güller gibi bakıldı

Yolu bitti; Ferzine ’ne çıkıldı

Mal ve sebze pazarların yıkıldı

Çünkü basık, çamur, çolpak, dardılar

Yolun, suyun halledildi hamdolsun

“Kuğu Göl’ün” su toplasın tam dolsun.

Kuğuların; yine öyle nam olsun

Şahlan artık, bağlarını kırdılar…

Şahlan artık; seni birlik bekliyor

Şahlan artık; seni bir ilk bekliyor.

Şahlan artık; seni illik bekliyor

Şahlan artık; bizi aşkla kardılar

Paslı der ki: - Şahlan artık, gün senin

Dualıdır temellerin, çün senin.

Sevmek bizden, yanmak bizim, ün senin

Üstümüze; sökün gelse, ordular…

Bahaddin Paslı/Gazeteci yazar, Şair

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.