whatsapp

EĞİTİM 30.01.2021 - 17:12, Güncelleme: 09.09.2021 - 14:46
 

Eğitimci Yazar Youtuber Araştırmacı Lütfi Şahin 2002 tarihinde görünmezlik sistemlerinin gerçekleştirilebileceğini düşünüp konu ile ilgili olarak o tarihte aşağıdaki makaleyi yazdı. Şahin bu çalışmayı Tübitak ile ortaklaşa çalışmaya ve çalışmayı hayata geçirmeye karar verdi. Konu ile ilgili olarak müracaatlarını yapmaya hazırlanan Şahin’in makalesi aşağıdaki gibidir... Teknoloji devriminin büyük bir açıklık içerisinde yaşandığı yıllar olan 20. Yy devrini geride bıraktık, ancak o yıllara ait bilimsel ve teknolojik gelişmelerin meyvelerini daha yeni toplamaya başladık. 20. Yy a ait çalışmaların büyük bir kısmını ise fizik çalışmaları oluşturmuştur. Özellikle fizik biliminin elektrik ile ilgili olan bölümleri büyük bir ivme kazanmış ve netice itibari ile de iç içe geçmiş teknik kavramlar ve alt kategoriler oluşmuştur. Öyle değil midir? Elektrik ile ilgili geliştirilen cihazların, öyle çok uzun bir geçmişleri yoktur. Konu ile ilgili okurlarım dediklerimi hemen tasdik edeceklerdir. Ama baş döndürücü çalışmaların yaşandığı 20. Yy ve özellikle de ikinci yarı bize insanın ne kadar çaba gösterdiğini ifade etmektedir. Ampulün icadı ve gramofonun yapımı, ardından gelen dev komputurleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışmaların sürekliliği sonucunda fizik bilimi yeni bir teknik boyut kazanmış ve bunun adına da elektronik denmiştir… Elektronik teknik bilimi hayatın birçok bölümünde yerini almış ve kendi içerisinde bile yüzlerce alt kategoriye ayrılmıştır. Endüstriyel elektronik, tıp elektroniği, dijital elektronik vb birçok alt bölüme ayrılmıştır. Öyle ki fizik bilimi içerisinde yer alan elektronik teknoloji bilimi, ayrı bir bilim dalı olarak üniversitelerde okutulmuştur. Peki, elektronik nedir ve hangi çalışma prensiplerini ele alır? Bu soru ise, yüzlerce kitap ile bile cevaplandırılamayacak kadar geniş bir hitabeti gerektirmektedir. Genel olarak, düşük akımlar ile yüksek akım ve gerilimlerin kontrolüne dayalı bir teknik bilim dalıdır diyebiliriz. Yani bu cümledeki kasıt, küçük değerdeki akım değerleri ile çok büyük değerdeki akımların kontrolü diyebiliriz. Bu olay, televizyondan tutunda bilgisayarlara varıncaya kadar bütün elektronik cihazlarda yer edinmiştir. Akım yerine göre belli değerlerde, yerine göre belli zaman aralıklarında, yerine göre belli frekanslarda verilerek elektronik çalışma sistemleri oluşturulmuştur. Yukarıdaki son cümlede geçen olayları basit şekillerde ifade etmek isterim… Siz bir radyoda kulaklık kullanabilirsiniz ya da radyoyu hoparlörden dinleyebilirsiniz. Bu olay, akıma belli değerler verilerek yapılmaktadır. Yani kulaklıkta farklı değer, hoparlörde ise farklı değerler kullanılmaktadır. Akımın belli zaman aralıklarında kullanılmasına vereceğim örnek ise elektronik saatler olacaktır. Siz bir elektronik saati kurduğunuz zaman, sizin kurduğunuz vakit gelene kadar, saatin zili çalmayacaktır. Saat çaldığı zaman, saatin elektronik aksamı, saatin zil bölümüne akım göndermiş demektir. Akımın belli frekanslarda kullanılması olayına ise televizyonlardaki kanalları örnek vermek isterim. Televizyonlardaki kanallar belli frekans değerlerinde yapılan frekans yayınları ile yayınlanmakta ve bu neden ile de bir kanalın frekansı, diğer kanalın frekansı ile karışmamaktadır. Birkaç yıldır bir bilimsel furya var, görünmezlik ve sistemi… Benim bu furya ortaya çıkmadan önce ortaya döktüğüm ve elektroniksel sistemler ile yapılan ama sadece teoride kalmış bir düşüncem vardı. İşte bu yazımda sizlerle bunu paylaşmak istiyorum. Öncelikli olarak insanlar neden görünmez olmak ister? İsterseniz önce bu soruya bir yanıt arayalım. Öncelikli olarak ulusal ilişkilerde ve uluslararası ilişkilerde insanların bazı bilgileri öğrenmek amacıyla görünmezliği kullanabileceklerini düşünebiliriz. Düşünsenize, bir savaşta ön birlikler yâda casuslar karşı tarafın bilgilerini görünmeden ve zorluk ile karşılaşmadan elde ediyorlar. Bu nedenle görünmezlik sistemleri birçok ulusun hayalini süsleyen bir sistemler bütünüdür. Hakeza, yanlış ellere geçerse görünmezlik sistemleri aynı zamanda hırsızlık ve dolandırıcılıkta da kullanılabiliniz. Daha önceki bilimsel ve özelliklede teknik yazılarımı okuyanlarınız bilir, teknoloji bir deniz gibidir ve bizler bu denizde sadece bir su damlası gibiyizdir. Görünmezlik sistemi de karmaşık bir elektroniksel sistemi kullanılarak yapılabilin ir. Öncelikli olarak ele alacağımız materyal bir küp olsun. Bu küp şeklindeki materyalin etrafını çok ince bir LCD ekran ile örteceğiz, ama bu LCD çok ince olacak. Küpün her yüzünü bu LCD ile çevirdikten sonra, her bir yüze ışığa duyarlı olan ve kameralarda kullanılan sistemleri ince bir slayt halinde bu LCD ekranın altına yerleştireceğiz. Yerleştirmiş olduğumuz ışığa duyarlı devre sayesinde küpün ön tarafındaki görüntü arka tarafa, arka tarafındaki görüntü de ön tarafına düşürülecektir. Mesela küpün ön tarafında bir duvar var ve küpün arka tarafında da bir vazo var… İşte bu elektroniksel sistemler ile küpün ön tarafındaki duvarın görüntüsü arka tarafta ortaya çıkacak ve arka tarafındaki vazonun görüntüsü de ön tarafta ortaya çıkacak. Böylece küpün ön tarafında duran kimse küpü değil vazoyu görecek ve arka tarafta duran kişi de küp yerine duvarı görecektir. Küpün yan tarafları içinde aynı sistem geçerli olacak ve yan tarafta olan kişiler de aynı şekilde küpü göremeyeceklerdir. Bu sistemler bütünü teorik olarak mümkün, ancak gölgelendirme olayı işi bozmaktadır. Çünkü hiçbir LCD ekran güneş ışığı düzeyinde bir ışıklandırma yapamamaktadır. Bu sorunu çözmeyi de elektronik mühendislerine bırakıyorum.

Eğitimci Yazar Youtuber Araştırmacı Lütfi Şahin 2002 tarihinde görünmezlik sistemlerinin gerçekleştirilebileceğini düşünüp konu ile ilgili olarak o tarihte aşağıdaki makaleyi yazdı. Şahin bu çalışmayı Tübitak ile ortaklaşa çalışmaya ve çalışmayı hayata geçirmeye karar verdi. Konu ile ilgili olarak müracaatlarını yapmaya hazırlanan Şahin’in makalesi aşağıdaki gibidir...

Teknoloji devriminin büyük bir açıklık içerisinde yaşandığı yıllar olan 20. Yy devrini geride bıraktık, ancak o yıllara ait bilimsel ve teknolojik gelişmelerin meyvelerini daha yeni toplamaya başladık. 20. Yy a ait çalışmaların büyük bir kısmını ise fizik çalışmaları oluşturmuştur. Özellikle fizik biliminin elektrik ile ilgili olan bölümleri büyük bir ivme kazanmış ve netice itibari ile de iç içe geçmiş teknik kavramlar ve alt kategoriler oluşmuştur.

Öyle değil midir? Elektrik ile ilgili geliştirilen cihazların, öyle çok uzun bir geçmişleri yoktur. Konu ile ilgili okurlarım dediklerimi hemen tasdik edeceklerdir. Ama baş döndürücü çalışmaların yaşandığı 20. Yy ve özellikle de ikinci yarı bize insanın ne kadar çaba gösterdiğini ifade etmektedir.

Ampulün icadı ve gramofonun yapımı, ardından gelen dev komputurleri beraberinde getirmiştir. Bu çalışmaların sürekliliği sonucunda fizik bilimi yeni bir teknik boyut kazanmış ve bunun adına da elektronik denmiştir… Elektronik teknik bilimi hayatın birçok bölümünde yerini almış ve kendi içerisinde bile yüzlerce alt kategoriye ayrılmıştır. Endüstriyel elektronik, tıp elektroniği, dijital elektronik vb birçok alt bölüme ayrılmıştır. Öyle ki fizik bilimi içerisinde yer alan elektronik teknoloji bilimi, ayrı bir bilim dalı olarak üniversitelerde okutulmuştur.

Peki, elektronik nedir ve hangi çalışma prensiplerini ele alır? Bu soru ise, yüzlerce kitap ile bile cevaplandırılamayacak kadar geniş bir hitabeti gerektirmektedir. Genel olarak, düşük akımlar ile yüksek akım ve gerilimlerin kontrolüne dayalı bir teknik bilim dalıdır diyebiliriz. Yani bu cümledeki kasıt, küçük değerdeki akım değerleri ile çok büyük değerdeki akımların kontrolü diyebiliriz. Bu olay, televizyondan tutunda bilgisayarlara varıncaya kadar bütün elektronik cihazlarda yer edinmiştir. Akım yerine göre belli değerlerde, yerine göre belli zaman aralıklarında, yerine göre belli frekanslarda verilerek elektronik çalışma sistemleri oluşturulmuştur.

Yukarıdaki son cümlede geçen olayları basit şekillerde ifade etmek isterim… Siz bir radyoda kulaklık kullanabilirsiniz ya da radyoyu hoparlörden dinleyebilirsiniz. Bu olay, akıma belli değerler verilerek yapılmaktadır. Yani kulaklıkta farklı değer, hoparlörde ise farklı değerler kullanılmaktadır. Akımın belli zaman aralıklarında kullanılmasına vereceğim örnek ise elektronik saatler olacaktır. Siz bir elektronik saati kurduğunuz zaman, sizin kurduğunuz vakit gelene kadar, saatin zili çalmayacaktır. Saat çaldığı zaman, saatin elektronik aksamı, saatin zil bölümüne akım göndermiş demektir. Akımın belli frekanslarda kullanılması olayına ise televizyonlardaki kanalları örnek vermek isterim. Televizyonlardaki kanallar belli frekans değerlerinde yapılan frekans yayınları ile yayınlanmakta ve bu neden ile de bir kanalın frekansı, diğer kanalın frekansı ile karışmamaktadır.

Birkaç yıldır bir bilimsel furya var, görünmezlik ve sistemi… Benim bu furya ortaya çıkmadan önce ortaya döktüğüm ve elektroniksel sistemler ile yapılan ama sadece teoride kalmış bir düşüncem vardı. İşte bu yazımda sizlerle bunu paylaşmak istiyorum.

Öncelikli olarak insanlar neden görünmez olmak ister? İsterseniz önce bu soruya bir yanıt arayalım. Öncelikli olarak ulusal ilişkilerde ve uluslararası ilişkilerde insanların bazı bilgileri öğrenmek amacıyla görünmezliği kullanabileceklerini düşünebiliriz. Düşünsenize, bir savaşta ön birlikler yâda casuslar karşı tarafın bilgilerini görünmeden ve zorluk ile karşılaşmadan elde ediyorlar. Bu nedenle görünmezlik sistemleri birçok ulusun hayalini süsleyen bir sistemler bütünüdür. Hakeza, yanlış ellere geçerse görünmezlik sistemleri aynı zamanda hırsızlık ve dolandırıcılıkta da kullanılabiliniz.

Daha önceki bilimsel ve özelliklede teknik yazılarımı okuyanlarınız bilir, teknoloji bir deniz gibidir ve bizler bu denizde sadece bir su damlası gibiyizdir. Görünmezlik sistemi de karmaşık bir elektroniksel sistemi kullanılarak yapılabilin ir.

Öncelikli olarak ele alacağımız materyal bir küp olsun. Bu küp şeklindeki materyalin etrafını çok ince bir LCD ekran ile örteceğiz, ama bu LCD çok ince olacak. Küpün her yüzünü bu LCD ile çevirdikten sonra, her bir yüze ışığa duyarlı olan ve kameralarda kullanılan sistemleri ince bir slayt halinde bu LCD ekranın altına yerleştireceğiz. Yerleştirmiş olduğumuz ışığa duyarlı devre sayesinde küpün ön tarafındaki görüntü arka tarafa, arka tarafındaki görüntü de ön tarafına düşürülecektir. Mesela küpün ön tarafında bir duvar var ve küpün arka tarafında da bir vazo var… İşte bu elektroniksel sistemler ile küpün ön tarafındaki duvarın görüntüsü arka tarafta ortaya çıkacak ve arka tarafındaki vazonun görüntüsü de ön tarafta ortaya çıkacak. Böylece küpün ön tarafında duran kimse küpü değil vazoyu görecek ve arka tarafta duran kişi de küp yerine duvarı görecektir. Küpün yan tarafları içinde aynı sistem geçerli olacak ve yan tarafta olan kişiler de aynı şekilde küpü göremeyeceklerdir.

Bu sistemler bütünü teorik olarak mümkün, ancak gölgelendirme olayı işi bozmaktadır. Çünkü hiçbir LCD ekran güneş ışığı düzeyinde bir ışıklandırma yapamamaktadır. Bu sorunu çözmeyi de elektronik mühendislerine bırakıyorum.

Habere ifade bırak !
Habere ait etiket tanımlanmamış.
Okuyucu Yorumları (0)

Yorumunuz başarıyla alındı, inceleme ardından en kısa sürede yayına alınacaktır.

Yorum yazarak Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve seydisehirgundem.com sitesine yaptığınız yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan tüm yorumlardan site yönetimi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.
Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır, sitemizi kullanarak çerezleri kabul etmiş saylırsınız.